Donör (verici bölge) olarak adlandırılan bölge saç köklerinin bulunduğu bölgedir. Buradan kıl kökleri alınarak saçsız bölgeye saç ve kıl köklerinin nakledilmesi işlemidir.
Ortalama yetişkin bir insanda saç yoğunluğu 250-300 arasında değişmektedir. Saç alımının yoğunluğu kadar alımın nasıl yapıldığı da önem arz etmektedir. Çevredeki saç köklerinin de zarar görmeden alım yapılmasına dikkat edilmelidir. Kişi alım konusunda ısrar edebilir. Fakat bu ısrar üzerine daha fazla alım yapılmamalıdır. Çünkü alımın gereğinden fazla yapılması o alanda ( verici saha) kelleşme ve dökülmeye sebebiyet verebilir. Burada elin hassasiyeti ve ekim yapacak plastik cerrahınızın tecrübelerine dayanılmaktadır.
Muayene sırasında hasta ve cerrah birlikte planlama yapar ve alınacak kök, donör alanın yeterliliği konuşulur ise bir problemle karşılaşılmadan sağlıklı bir şekilde ekim işlemi gerçekleştirilecektir.
İdeal donör alan kelliğe yol açan aşamalı minyatürizasyon (görünmez saç) sürecinden etkilememiş saç foliküllerini içeren bir bölgedir. Kısaca saçların dökülmeye dirençli olan bölgesidir, saç ekiminde alınak kökler bu bölgeden çıkartılarak elde edilir.
Bu alanın sınırları değişmektedir ancak genellikle dış kulak yolundan geçen bir hat anterior sınır olacak şekilde tariflenir. İnferior sınır tipik olarak ensedeki saç sınırının 4 cm yukarısıdır. Superior sınır kelleşme bölgesinin posterior sınırındaki yerleşimine bağlı olarak değişmektedir. Bu sınır tipik olarak oksipital orta hatta inferior sınırın üstünde 7 cm’dir, midlateral oksiputa doğru 8 cm’ye çıkmaktadır ve kulakların yukarısında 5 cm’ye kadar daralmaktadır. Saç yoğunluğu orta hatta en yüksek seviye de iken kulakların yukarısın da lateralde ve enseye doğru inferior sınırın altında azalmaktadır.
Donör alan sahası olası ve ileri süreçte saç dökülmelerinin oluşabileceği tekrar bir saç ekimi gerekebileceği göz alınarak bırakılmalıdır, ve bu kriterlerde değerlendirilmelidir.
Donör alanın Tedavisi; Daha sonra izole edilip yerlerinde bırakımış olan bu yapılar yine foliküllere zarar vermeyecek şekilde sıralı bir şekilde toplanır. Dağınık toplayıp sonra sıralama yapılması greftlere uygulanan travma miktarını arttıracağından önerilmemektedir. Donör alandan greftlerin elde edilmesi cerrahi bir işlemdir. Ehil ve deneyimli ellerde, steril şartlarda, yumuşak doku hasarı minimum olacak şekilde, uygun cerrahi aletlerle yapılmalıdır. Bu işlem uygun ışık ve büyütme altında yapılmalıdır. Bu sayede greft transseksiyon oranı minimal olacaktır. Genellikle her alandan ortalama olarak eşit miktarda foliküler ünite grefti alınmasına özen gösterilir.
İzolasyon ve sıralı toplama işlemleri bittikten sonra antibiyotikli pomatlar ve steril gazlı bezler kullanılarak pansuman yapılır. Amaç henüz çok erken safhalardaki yara iyileşmesi sürecinde donör alanın çevreden gelebilecek travma ve kontaminasyonlardan korunmasıdır. Bu pansuman operasyondan 2-3 gün sonra yapılan yıkama esnasında açılır, çeşitli antibiyotikli pomatlar uygulandıktan sonra da açık bırakılır.
Donör alandan elde edilecek , toplanacak greftler için kullanılan alet seçimi bu bölgede iz bırakma olasılığını doğrudan etkileyeceği bilinmeldir. İyileşme ile birlikte minik kızarıklar oluşacak ve daha sonra bu alanda küçük pullanmalar şeklinde oluşacak yaralar normal kabul edilmektedir. aynı esnada kaşınmada görülmesi karşılaşılan durumlar arasındadır. ufak sızıntılar için basit ağrı kesiciler verilmektedir.