Yanlış beslenmenin Saç Dökülmesinde doğrudan olmasa da etkileri olduğu bilinmektedir. İnsan sağlığı belirli standartlara bağlıdır ve bunların en başında beslenme gelir. İnsan vücudu yaradılış itibariyle ağırlıklı olarak beslenmemiz sayesinde ayakta kalır bunun için de doğru beslenme, vücudumuza ulaştırdığımız vitaminler ve minarellerin türü ve yoğunluğu ile ilgilidir.
Kök hücreden saç ekiminde de diğer çalışmalarda olduğu gibi dünyada kök hücre adına oldukça fazla çalışma vardır. Ancak ne yazık ki henüz insan üzerinde uygulanan bir kök hücre operasyonu yoktur. İnternet üzerinde dolaşan ve bunun dışında bazı televizyon programlarında bu tarz çalışmalar yapıldığı belirtilmektedir.
Saç dökülmesi dönemi, Hamilelik sonrası saç dökülmesi Bazı durumlarda saç büyümesi ve saç dökülmesi hormonal kontrol altındadır. Androgenik alopesi genetik yatkınlığı olan erkeklerde görülen hormonal bir durumdur. Hamilelik esnasında artan östrojen hormonu saçlardaki anagen faz uzattığı için saç büyümesi artar, fakat hamilelik sonrası saç dökülmenin artması oldukça sık karşılaşılan bir durumdur ve östrojen, progestron ve bazı yayınlarda thyroxine hormonlarındaki azalmayla açıklanmaktadır. Hamilelik sonrası görülen bu saç dökülmesi geçicidir eğer annede demir eksikliği gibi başka sistemik başka bir rahatsızlık yoksa, kalıcı bir saç kaybı yaşanmaz. Saçın yaşam döngüsü ile ilgili olarak 3 ile 6 ay devam etikten sonra sona eren geçici bir durum olduğundan genellikle tedaviye gerek
Saç dökülmesi ve kellik sadece kozmetik bir problem olmayıp, özellikle hipertansiyon, yüksek kolesterol, sigara içimi, alkol, hareketsiz bir yaşam ve genetik yatkınlık gibi damarlarda sertleşmeye yol açan diğer risk faktörleri ile birlikte artmış kalp hastalıkları riskinin bir göstergesi olabilir. Kalp atakları, angina pektoris, anjio ihtiyacı ve bypass cerrahisi ihtiyacı kalp hastalıklarının çeşitli formlarını oluşturur. Dünyadaki bir numaralı ölüm sebebi kalp krizleridir.
Kanser tedavisi sırasında ortaya çıkabilen saç dökülmesi hastalarda gerçek bir strese yol açmaktadır. Kemoterapiye bağlı saç dökülmesi problemi, yarattığı bu strese rağmen pek dikkate alınmamakta, tedavisi üzerinde durulmamakta, genellikle kamuflaj yöntemleri önerilmektedir.
Polikistik over sendromu da telogen effluvium gibi, kadınlarda saç dökülmesi sebepleri araştırılırken üzerinde durulması gereken hormonal saç dökülmesi nedenlerinden biridir. Bu durum kadın seks hormonlarında bir dengesizlik olduğu zaman ortaya çıkar. Kadınlarda az da olsa erkeklik hormonu üretilmektedir. Bu erkeklik hormonu normalden fazla olduğunda adet düzensizliği, adet görememe, aşırı kıllanma gibi problemlerin yanında saç tellerinin incelmesi ve saç dökülmesi de görülür.
Bulbus dermal papilla ve saçların matriksini içerir. Dermal papilla mukopolisakkaritten zengin zemin madde ile çevrilidir ve mezenkimal hücrelerin yumurta şeklinde birlikte toplanmasından oluşur. Papilla bulbusna doğru uzanır ve saçların büyümesinin başlaması ve yönünden sorumludur. Dermal papillanın alt kısmı fibröz kök kılıfına yapışıktır. Dermal papillanın üst kısmını ve çevresini sarar.
Saçları ektirmek zararlı mıdır. Saçlar kafa derisinde deride bulunan kıllar olarak tanımlanabilir. Deride foliküler üniteler halinde bulunurlar. Fue tekniğinde elde edilen greftler yapısı bozulmamış foliküler üniteler halinde olmalıdırlar. Saçlar günde 3-4 mm büyüdüklerinden 50 yılda 7 metre kadar uzaması hesaplanmaktadır. Fue sonrası da optimum bir sonuç için ortalama 8 ay beklenmesi önerilmektedir. merkezlerin, fue tekniği nakil yaptıran hastaları, transfer öncesi , analiz ve muayene yaparlarken, nakil sonuçlarının ne zaman ortaya çıkacağı konusunda bilgilendirmelidirler.
Saçın doğal görünümünü doğrudan etkileyecek diğer bir önemli unsur da saç çizgisinin planlanmasıdır. Saçsız bölümünden saçların olduğu alana geçişler en belirgin fark edilen alanladır.
Saçın ön çizgisini oluşturmak amaçlı ekilen greftler belirli bir açıda düz ve keskin bir doğrultuda dizilmemeli yapay bir oluşumdan kaçınılmalıdır. Buradaki amaç alından saçlı deriye geçişte doğal bir görünüm yakalanarak oluşumun fark edilirliği azaltılmalıdır.